16 Nisan 2009 Perşembe

yeni iş falan

bir yazı yazmaya başlamışım bundan iki hafta kadar önce, başlığını "dün bir bugün iki" diye koymuşum. bir kaç satır yazmışım, "onüç saatlik kısa süreli işsizliğim sonunda yeniden istihdam edildim, çok şenim, pek şenim, heleloy!" şeklinde. tabi sonra yarım bıraktım, ne o öyle işyerinde blog yazmak falan, sonra başlık uymadı, sonra vaktim olmadı, sonra internetim olmadı falan derken, geldik yine bugüne.

yeni işe başladım, şen ve mesudum, henüz çömezlikten kurtulamadım, gün geçmiyor ki yeni bir şeyler öğrenmeyeyim! iş saatlerimde bir kayma oldu, buna bağlı olarak sabah kalkma saatimi bir hayli öne almak zorunda kaldım, çok zorlanıyorum bazı sabahlar, tek kötü yan bu şimdilik, o da geçecektir diye tahmin ediyorum zamanla bünye alıştıkça falan.

yeni işyerimde bir arkadaşım var, garip bir adam, günde üç-beş litre su içiyor, ne zaman görsem elinde birbuçukluk su şişesi, bir acaip. ben de onun etkisinde kaldım, sıvı tüketimim arttı, çay kahve su bira derken sürekli bir tuvalete taşınma haline büründüm. uzun yol da yapmazdım eskiden, ev-iş arası yürüme mesafesiydi, ama artık öyle değil. alışkın değilim, "çıkmadan bir tuvalete selam çakayım, yolda sıkışıp zor duruma düşmeyeyim" gibi bir düşünce işlememiş biyolojime, işlediyse de zamanla silinmiş kullanılmaya kullanılmaya. her gün absürt yerlerde ığkh mığghk diye kıvranır oldum, hayat zor... (şimdi yazarken farkettim ki çok saçma bir hikayeymiş bu, niye paylaşıyorum ki, ama yazdım artık) çişteki mucize diye bi kitap vardı, ben de okumuştum zamanında, ilginç.

şimdilik bu kadar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder