20 Haziran 2009 Cumartesi

ritüel mitüel

(kaldığımız yerden)

cumartesi günleri tam bir ritüel günü benim için, özellikle de ilk yarısı... bir kere sabah dokuzbuçuk-on gibi kalkarım, önceki akşam genellikle çılgın atıldığından günüme alka seltzer ile başlarım (konuyla ilgili kirpikin yazdığı şu yazıya yönlendirmek istiyorum), önceki akşam eve geldiğimde başladığım ve yarım bıraktığım bir dizi bölümü vardır kesin, o bölümü bitiririm. sonra bir evden çıkarım, takarım mepeüççalarımı, en sertinden metalinden bir parça açarım (şu aralar finli metal tanrıları stratovarius aşkım yüceldi yine) başlarım yürümeye. murat muhallebicisinden iki ev poğaçası, onun yanına starbucks'tan günün kahvesi, en büyüğünden, yarım litre falan... işte kahvaltı!! ritüel bu kadar, yeterli kanımca...

farkettim ki türk kası olarak da bilinen, benim yumuşak kas demeyi tercih ettiğim, açık sözlü olmak gerekirse "göt göbek" miktarım kontrolsüz olarak artmış son dönemde, sakalımı kesince ortaya çıkan gıdım ve olmamaya başlayan gömleklerim en önemli ipuçlarım oldu... velhasıl, yediğime içtiğime dikkat etmeye karar verdim. salata falan yiyorum, yanımdaki kız kişi kaşarlı dürüm döner yerken ben kepek ekmeğine beyaz peynirli tost falan söylüyorum, kız üçte birim kadar olduğundan garsonların garip bakışlarına maruz kalıyorum. çay ve kahveyi şekersiz içiyorum, içmeye çalışıyorum, arkadaşım şekersiz çay nasıl bişey ya?! ben alışmışım üç şekerli içmeye, içindeki çay pek belirgin olmuyormuş.. diyorlar ki "bir alıştın mı bırakamazsın" peki ben alışmak istemiyorsam? sakarin falan da istemiyorum, ben kimyasal'a karşıyım! bakalım nereye kadar gidecek bu böyle...

tanıştığı her kadında bir kadını aramak ne boktan, kötü bir olaymış! bulamayınca bir hayal kırıklığı falan...

cumartesi sabahı dokuzda inşaat işleri yapan alt komşumuzu da huzurlarınızda kınamak istiyorum, kınıyorum!

günün şarkısı: stratovarius - infinity (fizy) bu sabahın şarkısı işte... bkz: yukarlarda